“Türkiye’de 23 Milyon Evin %80’i Enerji İsraf Ediyor”
Sıfır Güçlü Binalar alanında yılın en kapsamlı etkinliği olan “ZeroBuild Mümkün-Sıfır Enerji Mümkün” sloganıyla düzenlenen ZeroBuild Summit’23 4. Uluslararası Sıfır Güçlü Binalar Zirvesi İstanbul’da başladı. 29 Nisan’a kadar sürecek olan tepede 17 oturumda yerli ve yabancı 100’e yakın konuşmacı yer alıyor. Zirvenin açılışında konuşan ZeroBuild Summit’23 Yöneticisi Doç. Gamze Karanfil Kaçmaz, “Sıfır Enerjili Binalar için daha büyük adımlar atmalıyız” dedi. Günün değerli bahis konularından biri ‘Sıfır Enerjili Binalarda Finansman’ oldu. VERİMDER Yürütme Konseyi Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, “Türkiye’de 23 milyon hanenin yüzde 80’i boşa giden enerji tüketiyor” dedi.
Enerji tasarrufunun yanı sıra Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem sonrası yapı ve inşaat sektöründe hızlı bir kentsel dönüşüm gündeme gelirken, Ocak ayı itibarıyla zorunlu hale getirilen Sıfır Güçlü Binalara dönüşümü hızlandırmak için düzenlenen ZeroBuild Zirvesi 1, 2021 Avrupa Birliği’nde ve tüm taraflar için kamuoyu oluşturmak. 23. TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde dün başladı. Zirvenin açılış konuşması; ZeroBuild Summit’23 Yöneticisi Doç. Dr. Gamze Karanfil Kaçmaz, Baymak Kurumsal Bağlantılar Müdürü Belgin EvcimenVe NP Betek Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İstek Uludağ Elazığyapılmış.
ZeroBuild Summit’23 Yöneticisi Doç. Dr Gamze Karanfil ; enerji tasarruflu, çevre dostu ve afetlere karşı güçlü yapıları ile dikkat çeken; Isıtma, soğutma, aydınlatma ve diğer tüketimler için çok az güç ihtiyacı olan ve bu ihtiyacı tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayan binalar inşa edilebileceğini ve sıfır enerjinin ilke olarak benimsenmesinin mümkün olduğunu belirten Prof. mevcut konut ve hizmet binalarının tadilat işlerinde ise şunları söyledi: “Binalarda tüketilen toplam elektriğin sadece yüzde 30’unu kullanıyoruz. Sıfır Güç Binaları ile güç verimliliğini artırmak, fosil yakıt kullanımını minimuma indirmek ve aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklanmak bizi dışa bağımlı olma risklerinden korurken, bu ilkeyi benimsemenin sorumluluğumuza büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak. Şimdi daha büyük adımlar atma zamanı.”
“Önümüzdeki yıl ZeroBuild Okulu’nu açarak bilimsel bir kongreyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz”
Konuşmacı olarak açılış oturumunda, toplumun artık Sıfır Güçlü Binalar hakkında daha fazla bilgi sahibi olması gerektiğine dikkat çekti. ZeroBuild Enstitüsü İcra Direktörü Doç. Dr. Ümit Ünver ; ZeroBuild Enstitüsü olarak öncelikli amaçlarının Sıfır Güçlü Binalar konusunda farkındalık yaratmak olduğunu belirtti. Enstitü olarak hem ülkemizde hem de küresel ölçekte çok değerli çalışmalara imza attıklarını belirten Ünver; “Google Scholar tarafından tanınan uluslararası bir dergi çıkarmaya başladık. Önümüzdeki yıl ZeroBuild Okulu’nu açarak bilimsel bir kongre gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
“Tedbir Alınmazsa Küresel Sıcaklık Artışını 1,5°C ile Sınırlandırma Hedefi İmkansız Hale Gelecek”
Nils Larsson, Uluslararası Sürdürülebilir Yapılı Çevre Girişimi-ISBE İcra Direktörügüç verimliliği açısından potansiyel olarak çok faydalı olabilecek bazı bina performansı kavramlarının göz ardı edildiğinin veya kısmen uygulandığının altını çizdi.
Bu noktada güç verimliliği yüksek binalar için tasarım sürecinin en değerli unsurlardan biri olduğunu belirten Larsson; “Birçok tasarımcı ve yatırımcı ne yazık ki tasarımı görsel tasarım kriterleri üzerinden değerlendiriyor. Ancak yapının asıl tasarımı, iklimsel ve çevresel faktörlere göre tasarlanmış olmasıdır. Burada ‘Entegre Tasarım Süreci’ (IDP) kavramı ön plana çıkıyor. IDP, tasarımın en erken aşamasından itibaren iklimsel ve yapısal gereksinimleri merkeze koyar. Dünyadaki tüm örnekler gösteriyor ki; Etkin bir uygulama ile soğutma, ısıtma, aydınlatma gibi sistemlerin güç girişlerini sürekli kontrol ederek yüksek verim elde edebiliyoruz.”
Larsson, konuşmasında ayrıca Sinerji Bölgesi Konseptini tanıtarak karbon salınımını azaltmanın ve önlem almanın yollarına da değindi; “Bu konsept, termal enerji, yenilenebilir enerji çıktıları veya gri sudaki fazlalıkları ve eksiklikleri dengelemek için farklı kullanımlara ve konfigürasyonlara sahip bina kümelerinin bir araya gelmesine olanak tanıyor. “Ekonomik olarak aktif termal transfere izin vermek ve binalar arasında enerji transferini kolaylaştırmak için tasarlanmış küçük kümeler içerir.” Bu konseptin daha fazla hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Larsson, karbon salınımı kesintilerinin 2025 yılına kadar yüzde 15,5 oranında düşürülmesi gerektiğine dikkat çekerek; Tedbir alınmazsa küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile bitirme hedefinin imkansız hale geleceğini ve bu nedenle konuya bir an önce müdahale edilmesi gerektiğini vurguladı.
Açılış oturumuna video mesajı ile katılım Aristoteles Üniversitesi Selanik Uluslararası Sürdürülebilir Enerji ve Binalar Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Prof. Agis M. Papadopoulos hem Yunanistan’da hem de Türkiye’de epeyce aktif fay hattı olduğunu hatırlatan; “Türkiye’nin yaşadığı son büyük depremlerde gördük ki; En son deprem yönetmeliğine göre inşa edilen binalar, binada bulunanları hasar görse bile korur. Ayrıca 2010 yılından sonra inşa edilen binaların enerji verimliliği ve depreme dayanıklılık performansının oldukça iyi olduğunu söyleyebiliriz. Gelecekteki depremlere karşı her iki ülkenin de bu binaların sayısını artırması hayati önem taşıyor.”
“Kadıköy Belediyesi Olarak 400 m² Üzeri Parsellere Sarnıç Getiriyoruz”
Açılış konuşmalarının ardından gerçekleştirilen “Sıfır Enerjili Binalar ve Kamu Yaklaşımı” oturumunda; Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, Bursa Valiliği Güç İdaresi Dairesi Güç Müdürü Levent YazıcıVe TC Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü Güç Verimliliği ve Tesisat Daire Başkanı Makine Yüksek Mühendisi Murat Bayramkonuşmacı olarak gerçekleşti.
Kadıköy Belediyesi’nde hayata geçirilen kentsel dönüşüm süreci hakkında bilgi paylaşımı, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ; Kentsel dönüşümün sarsıntı direncine indirgendiğini, oysa iklim değişikliğini de içerecek biçimde ekonomik, sosyal, çevresel ve sürdürülebilir kentler kurma unsuru taşıması gerektiğine değindi. Belediye olarak; İnsan ve doğa bağının kurulması, toplu taşıma, bisiklet yolları, toplumsal bütünleşme, kültürel maliyetlerin oluşturulması gibi faktörlerin sürdürülebilir kentleşmenin temel hedefleri arasında yer aldığını belirten Odabaşı, atılımlarını şöyle aktardı: “Çalışmamız kapsamında su verimliliği ve yağmur suyu hasadı için planlama; Mevcut imar yönetmeliği bin metrekarenin üzerindeki parseller üzerine yapılacak yeni yapılarda sarnıç zorunluluğu getirmesine rağmen biz Kadıköy Belediyesi olarak bu metrekareyi 400 metrekare olarak belirledik. Bu oran Kadıköy’ün yüzde 50’den fazlasını kapsıyor. 2 bin metrekarenin üzerindeki parseller için yağmur suyu toplama deposu projesine ek olarak gri su toplama deposu için mekanik ekipman projesini de hayata geçirdik. Yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan güneş panellerinin binaların dönüşümünde vazgeçilmez olması için çalışmalara başladık. Kadıköy’ün bir bölümünde bu uygulamayı sonlu tuttuk. Bu değişiklikle birlikte bine yakın binanın bulunduğu ve bu binaların sadece yüzde 7’sinin yenilendiği kıyı adalar bölgesinde minimum 5 kilovat gücündeki güneş panellerinin kullanımını yaşam üssü haline getirdik.”
“Belediye Olarak Hedefimiz 2030 Yılına Kadar Kurum Binalarımızda Yenilenebilir Enerji Yatırımını 2,5 Megavat’a Çıkarmak”
Her iki uygulamanın da öncelikle Kadıköy Belediyesi hizmet binaları ve parklarda uygulanmaya başlandığını belirten Odabaşı, “Kadıköy Evlendirme Dairesi çatısına kurduğumuz güneş panelleri ile elektrik ihtiyacımızın yüzde 40’ını karşılar hale geldik. Amacımız; Kurumsal binalarımızda 1 megavatlık yetki devri ile yenilenebilir enerji yatırımını 2024 yılı sonuna kadar gerçekleştirmek ve yaklaşık 700 ton karbondioksit salınımını azaltmak. 2030 yılına kadar bu yatırımı 2,5 megavata çıkarmayı planlıyoruz. Karbon salınımını azaltma amacımız; İlçemizde karbon salınımının yüzde 40’ına neden olan binalarda güç verimliliğini artırmak ve güç performans sınıfını C’den B’ye çıkarmak. İnşaatın metrekaresi.”
“Son 4 Ayda 5 Binden Fazla Neredeyse Sıfır Enerjili Bina İnşa Edildi”
Türkiye’de Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın güç verimliliği merkezinde yaptığı atılımları anlatan, TC Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü Güç Verimliliği ve Tesisat Daire Başkanı Makine Yüksek Mühendisi Murat Bayram, Enerji verimliliği konusunun pek çok farklı noktadan ele alınması gerektiğine dikkati çeken Yıldırım, “Şu anda Türkiye’de konutların ortalama elektrik tüketimi metrekare başına 120 kilovat. Binaların güç tüketimleri, yalıtım, ısıtma ve soğutma sistemleri gibi faktörlerin değerlendirilerek güç sınıfının belirlendiği Güç Kimlik Belgesi sisteminin sonucudur. Süreçte bu kilovatı sürdürülebilir bir şekilde azaltmak için çalışıyoruz. Bir bina, kabuğunun ihtiyaç duyduğu enerjiyi minimumda tutmalıdır. Bu minimum enerji, yerinde ve yenilenebilir enerji ile karşılanmalıdır. Yani bina ihtiyacı olanı üretecek ve tüketecek; Gelecekteki tüm yapılarımız böyle olacak. 2023 yılında başladığımız bu yolculuğa, 2053 yılındaki hedefimiz hayatımızda tamamen net Sıfır Güçlü Binalara sahip olmak. Burada mühendis ve mimarların önemi ve değeri artıyor; çünkü karar verecek olan onlar.”
Sıfır Güç Bina sürecinin ilk aşamasının Sıfıra Yakın Güç Binalarının sayısını artırmak olduğunu belirten Bayram, “Bakanlık olarak NSEB konusunda çok önemli bir çalışma yaptık; Detaylı bir rehber hazırladık ve yol haritasını sitemizde yayınladık. Son 4 aya baktığımızda NSEB açıklamasına göre yaklaşık 5 bin bina yapıldı. Yeni yapılan binalarda yeniden yerleşim aşamasından ruhsat aşamasına kadar tüm süreçlerde NSEB olup olmadığını takip edebiliyoruz. Bu doğrultuda NSEB’in vatandaşlarımıza destek olması için tadilat noktasında vekâlet kimlik belgesi, teşvik, takviye ve düşük faizli kredi gibi mali takviyeler üzerinde çalışmalarımız devam ediyor.
“Sıfır Enerjili Binaların 2050’ye Kadar 23,6 Trilyon Dolara İhtiyacı Var”
Günün değerli konularından biri de Sıfır Güçlü Binalarda finansman oldu. “Sıfır Enerjili Binalar ve Finansman” başlıklı oturumda, Binalarda Güç Verimliliği Derneği – VERİMDER Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin ve OECD Türkiye Büyükelçisi ve Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği – YENADER Lideri Prof. konuşmacı.
OECD Türkiye Büyükelçisi ve Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği – YENADER Lideri Prof. Dr. Kerem Alkin Küresel iklim krizinin etkilerinin Avrupa’nın değerli bir bölümünde yaşanan kuraklık kriziyle birlikte gözlemlendiğini belirten; “Önümüzdeki dönemde iklim krizini yönetmek ve havaya karbon salınımını minimumda tutmak için uluslararası kuruluşlar çatısı altında ve güç verimliliği konusunda ülkelerle bu süreçler nasıl geliştirilebilir? Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere küresel tedarik zincirinde küresel riskler ve yeniden yapılanma gündemde. Türkiye gibi yakın coğrafyadaki ülkelerden daha fazla eser temini için izlenecek strateji tartışılıyor. Ülkelerin kendi kendine yetebilme kapasitelerini artırmaya ve bu bağlamda Çin ve Asya’ya bağımlılığı azaltmaya yönelik yeni çabalardan bahsediyoruz. Başta Türkiye olmak üzere tüm OECD ülkelerinin başta rüzgar, güneş, hidro, jeotermal ve biyo olmak üzere tüm yenilenebilir enerji teknolojileri ve kapasitesi konusunda attığı büyük adımlar için her yıl en az 1 trilyon dolarlık yeni yatırım atakları planlanıyor. Her yıl bu fiyattan devam etmesi gereken yenilenebilir enerji yatırımları başta olmak üzere enerji verimliliği, yalıtım ve yenilenebilir enerji teknolojileri kapasiteleri ile ilgili yapılacak süreçler ve bu kaynak nasıl sağlanacak? 2050 yılına kadar 23,6 trilyon dolarlık küresel finansman kaynağına ihtiyaç var” dedi.
“Doğal Gaz Faturası Kompozit Malzemelerin Doğru Kullanımı İle Yüzde 50’ye Kadar Düşebilir”
VERİMDER Genel Müdürü Prof. Dr. Emre Alkin Öte yandan, Türkiye’de tüketilen enerjinin yüzde 45’inin binalarda tüketildiğine dikkat çekerek, “Burada bir verimlilik açılımı yapmamız gerekiyor. 23 milyon kayıtlı hanenin yüzde 80’i enerji verimli değil, enerjiyi boşa harcıyor.”
“Dört kişilik bir ailenin aylık yaşam maliyeti yani ortalama 25 bin TL’ye bir binayı verimsizlikten izole edebiliyoruz” diyen Emre Alkin, sözlerini şöyle tamamladı: “Ancak bu kompozit malzemelerin uygulanması gerekiyor. Doğrusu Böyle bir durumda doğal gaz faturasında yüzde 50’ye varan oranlarda indirim yapılabilmektedir. Her yıl 5-7 milyon dolar arasında elektrik tasarrufu yapabiliyoruz. Bu yatırım 3 yılda amorti edilebilir. İşte en değerli bahis; finansman. Ancak para kurumlarının her zaman kaçındığı bir bahistir. Finansın fiili kullanımına da bir güven eksikliği var. Demokrasiye yeni geçiş yapan ülkelerin mali sorunlarının çözülmesi gerekmektedir. Düzenlenmiş bir uluslararası finansman bir önceliktir. Küresel bir standart belirleyerek ve fon sağlayarak adil ve eşitlikçi bir şekilde dağıtılması gerekiyor.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
selcuk-haber.com.tr