Seçimin faturası ekonomi yönetimine mi çıkacak?
Seçim sonuçlarının ekonomik sıkıntıların sandığa yansıması olarak değerlendirilmesi, ekonomi yönetiminin politikalarını da gündeme getirdi. Ekonomi uzmanları, seçim öncesi uygulanan politikaların geniş kesimlerin sıkıntısını azaltmadığını belirtiyor. Ekonomim yazarı Emre Alkin, dövizi baskılamak için uygulanan yöntemlerin enflasyonu dizginleyemediğini belirtti, “Astronomik vergi afları yapıp ‘gerçek’ emeklileri yok saymak en başta vicdanen doğru değildi.” diye yazdı.
Alkin’in “Ekonomi yönetimi ?!…” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
“Her şeyden önce uygulanan ekonomi politikası enflasyonu değil döviz kurlarını durdurmaya yönelik palyatif bir plandı. Defalarca söyledik dilimizde tüy bitti. Vergileri artırarak yükselen enflasyonun acısını vatandaştan çıkarmak doğru değildi. Astronomik vergi afları yapıp ‘gerçek’ emeklileri yok saymak en başta vicdanen doğru değildi.
Döviz kurlarını rezervlerden milyarlarca dolar satarak kontrol etmeye çalışmak doğru değildi. Politika faizini enflasyonun arkasında koşturmak, hemen yapılması gerekeni taksitle yapmak büyük bir hataydı. Kamuyu genişletirken sıkı para politikası uygulamak tuhaftı. Enflasyon hedefini yüzde 36 olarak belirleyip gereğini yapmamak hataydı.
Dış ticaret rejimi ve gümrük uygulamalarının enflasyonist etkilerini görmezden gelmek başlı başına hataydı. Bazı sektörleri korumak için vatandaşın sırtına yük bindirmek olacak iş değildi ama yapıldı. Cep telefonu veya spor ayakkabı satın almak bile lüks haline getirildi, Avrupa’nın en pahalı ülkesi haline geldik. Döviz kuru kontrol edildiği için vatandaş aklındaki dolar seviyesine göre fiyatlama yapmaya başladı. Enflasyon yapışkan hale geldi.
Kredi maliyetleri sebebiyle insanlar iş yapamaz hale geldi. Malını satan geriye koyamamak endişesi ile yaşamaya başladı, nispi fiyat dengesi bozuldu. Yurt dışından geleceği vaat edilen kaynak gelmedi. Gri listeden çıkılamadı. İhracatçı karsız hale getirildi.
Şimdi bazıları ‘önceki ekonomi yönetimlerinin yarattığı fatura sebebiyle bunlar oldu’ diyebilir. Haksız değiller ancak yeni atanan kurmaylar hepimizi memnun eden doğru cümleler kurup hepimizi düşündüren yanlış işlere imza atmaya devam ettiler. Döviz rezervleri kendilerine teslim dilen seviyeden daha aşağıda, enflasyon devraldıkları seviyeden çok daha yukarıda, tutmaya çalıştıkları Dolar kuru yüzde 60 daha yukarıda.
(…) ‘Rasyonel politikalara devam’ cümlesi güzel ama uygulanan reçete rasyonel değil. Seçim sonuçlarına da etki yaptı bu reçete. Bakalım neler olacak?”
(EKONOMİ SERVİSİ)